Dijital çağda, gazetecilik, tıklama tuzağı ve sansasyonelliğin yaygın etkisi nedeniyle benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıyadır. Bu makale, bu eğilimlerin gazetecilik bütünlüğü, izleyici güveni ve medya tüketimi üzerindeki etkisini eleştirel bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Medya teorisini ve iletişim çalışmalarını bütünleştiren teorik bir çerçeve kullanarak, hem geleneksel hem de ortaya çıkan medyaya odaklanarak çeşitli çevrimiçi platformlardaki sansasyonel içeriğin özelliklerini ve sonuçlarını analiz ediyoruz. Araştırmamız, algoritmik teşviklerle yönlendirilen tıklama tuzağı taktiklerinin, doğruluktan çok etkileşimi önceliklendirdiğini ve genellikle gazeteciliğin temel değerlerini zayıflatan yanıltıcı anlatılarla sonuçlandığını ortaya koyuyor. Sansasyonelliğin kamu söylemi üzerindeki etkilerini tartışıyor, izleyici algılarını çarpıtma ve medya kaynaklarına olan güveni azaltma potansiyeline dikkat çekiyoruz. Bu çalışmada, 100 katılımcıdan oluşan çeşitli bir örneklemden veri toplamak için Google Forms kullanılarak çevrimiçi bir anket uygulandı. Bu nicel yaklaşım, insanların tıklama tuzağı ve sansasyonel haber başlıklarını nasıl algıladıklarını araştırmayı amaçladı. Anketin tasarımı, katılımcıların yanıtlarının sağlam bir analizini sağlayarak ilgili içgörülerin toplanmasını kolaylaştırdı. Ayrıca, sosyal medya algoritmalarının yüzeysel etkileşim kültürüne katkıda bulunarak sansasyonel anlatıları güçlendirmedeki rolünü vurguluyoruz. Bu makale, etik raporlama için bir çerçeve önererek, izleyici etkileşimini bilgilendirici ve ayrıntılı içerik sağlama sorumluluğuyla dengelemeyi amaçlıyor. Sonuç olarak, gazeteciliğin geleceği ve giderek parçalanan bir medya ortamında bilgili bir kamuoyunun oluşumunda oynadığı kritik rol hakkında devam eden diyaloğa katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.
yeni medya gazeteciliği, tık tuzağı kültürü, medyada sansasyonalizm, algoritmik etki, çevrimiçi içerik, sosyal medya.